Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | içini kaplamak | invade f. |
Genel | içini kaplamak | line f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | içini kaplamak | wipe over f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | (içini) kaplamak | line f. | ||
I lined the box with soft towels. Kutuyu yumuşak havlularla kapladım. More Sentences |
||||
Genel | birdenbire içini kaplamak (bir his vb) | surge up f. | ||
Genel | (duygu) içini kaplamak | overtake f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | bir şeyin içini bir şeyle kaplamak | line something with something f. | ||
Öbek Fiiller | (birinin) içini yavaş yavaş kaplamak | ripple through (someone) f. | ||
Öbek Fiiller | (birinin/bir şeyin) içini bir duygu sarmak/kaplamak | sweep over (someone or something) f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | içini sevinç kaplamak | feel a glow of happiness f. | ||
Deyim | içini sevinç kaplamak | feel a glow of contentment f. | ||
Deyim | içini sevinç kaplamak | feel a glow of satisfaction f. | ||
Deyim | içini sevinç kaplamak | feel a glow of peacefulness f. | ||
Deyim | içini bir korku/endişe kaplamak | run scared f. |